Her zaman karıştırdığımız iki önemli duygu; Azim ve inatçılık. Her hangi bir işi istenilen sonuca ulaştırmak için gayret göstermek ve ceht etmek azimlilik olarak tarif edilebilir. İnatçılık ise olması mümkün olmayacak bir şey için ve ya nasibinde olmayan bir şey için insan üstü gayret ve sonuca varmak için her yolu zorlamak diyebiliriz.
Bizler inanıyoruz ki her neyi murat edersek edelim, hayallerimiz ve planlarımız ne kadar çok olursa olsun, emellerimize ulaşmak için olanca gücümüzü sarf etsek bile Rabbimizin nasibimize koymadığı hiç bir şeye ulaşamayız. Tamamen kaderci bir anlayışla hayatımızı yönlendirmek uygun olmayabilir. Ama İlahi kaderi de göz ardı edemeyiz.
Öncelikle hayata ait emellerimiz helal dairesinde olmalı, haram murat etmemeliyiz. Sonra ulaşılma maksadı güdülen hedef için planlarımız, istişarelerimiz ve tevekkülümüz eksiksiz olmalı. Bir işi neticelendirmek için ne yapmamız gerekiyorsa hepsi yapılmalı. Nihayetinde bütün bunlar eksiksiz yapıldıktan sonra işin neticesini Allah’a havale etmeliyiz. Bilmeliyiz ki işlerin sonu Allah’ın takdirinde. Takdirde ve nasipte varsa elbette ki Mevla Teala onu önümüze serecek ve biz hedefimize ulaşmış olacağız.
Hedefe ulaşmak için bütün her şeyi yaptıktan sonra ve tevekkülümüzü de yaptıktan sonra işi Allah’a havale ederiz. O iş takdirde ve nasipte yoksa, hedeflerimize ulaşmak için daha da ısrar etmemek lazımdır ki buna inatçılık derler. Ne kadar gayret etsek, o iş olsun diye uğraşsak ta yoksa nasipte uğraşımız boşadır. Bu neticeyi gördükten sonra yine de hedefe ulaşmak için harcanan beyhude çaba inatçılıktır. Ne kadar ısrar edilse de olmayacaktır. Olmayacak iş için ömrü heba etmek, ısrar etmek bizleri ancak kötü sonuca götürecektir.
Onun için azmetmek, azimle kararlılıkla devam etmek ile inat etmek, ısrar etmek arasındaki ince ayrıntıyı kaçırmamamız lazımdır. Bu konuda bizlere bir örnek olsun diye Yusuf Has Hacib‘in öğütlerinden bir bölüm aktarayım.
Yöneticiler için yapmış olduğu tavsiyelerden:
Bey olan kişi şu beş şeyi kendinden uzak tutmalıdır.
Biri acelecilik, ikincisi cimrilik ve üçüncüsü hiddettir; bunlara karşı mukavemet et, mağlûp olma.
Bir bey için fena olan şeylerin dördüncüsü inatçılıktır; yakışmayan bu şeylerin beşincisi şüphesiz yalancılıktır.
Adının kötüye çıkmaması ve sözünün itibârını kaybetmemesi için, beyler bunlardan kendilerini uzak tutmalıdır. Bunların en kötüsü bu inatçılıktır; inatçı kimse, hiç şüphesiz, çok sıkıntı çeker.
Şâir buna benzer bir söz söylemiştir; şâir sözüne değer veren insanın ifâdesi zenginleşir.
Ağır yük kişike kılınç arkukı, kılınç arkuk erse bulun at okı.
İnatçılık insan için ağır bir yüktür; inatçılıktan kendini kurtar ve onunla savaş.
Düşmanın yapamadığı fenalığı onun kendi hareketi kendisine yapar; bunun düşmandan farkı nedir, bu da düşmandır.